7 Haziran 2011 Salı

Yazıyor muyum?

Bu yazıyı yazarken anahtarımı şirkette unuttuğumun ve yarım saat kapıda kalacağımın farkında değildim. Olsaydım unutkanlık üzerine yazardım herhalde:-)


Çalışamıyorum, uyuyamıyorum, okuyamıyorum. Bütün bunlar elimden alındığında yapabildiğim en iyi şeyi yapıyorum: Yazıyorum. Kelimeler içimden taşıyor, kafamı toparlayamıyorum. İçimden taşan kelimeler, kalemle buluşunca bir yerde takılıp kalıyor. Oysa ben içimden sürekli yazıyorum. Aklım pek çok öyküye gebe; ama hiçbirine hayat veremiyorum. Düşler, yazıya dökülünce gerçeğe yaklaşıyor. Gerçeğe yaklaşan her şey sevimsizleşiyor. Aklımdan sevimsiz kelimeler geçiyor. Hepsi kalemin ucunda asılı kalıyor. Düş, düş, düşmüyor. İçimi dök-e-mi-yor-um!

2 yorum:

  1. İçimize bir kayıt cihazı yerleştirsek; çaktırmadan kayıt altına alsak ne var ne yoksa; kaçını eleriz acaba su yüzüne çıkınca??

    YanıtlaSil
  2. İnsan, içinin editörü olabilse çoğu şeyi aklına bile getirmezdi.

    YanıtlaSil