14 Haziran 2011 Salı

Nereye Gider Bu Sızıntılar?????

Kütahya'da Dulkadir köyünden ilk zehirlenme haberi geldi. Bianet'in 13 Haziran 2011 Pazartesi tarihli haberine göre köyde yaşayan dört kişi şebeke suyunu içmelerinden bir süre sonra rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı. Aynı habere göre köyde şebeke suyunu içen belli sayıda hayvan da telef oldu. Yetkililer, rahatsızlığın sebebinin analiz sonuçlarından sonra kesinleşeceğini duyurdu. Yine yetkililer tesiste meydana gelen kazanın ardından her türlü önlemin alındığını da duyurmuşlardı.

2010 senesinde Macaristan'da bir alüminyum fabrikasındaki iki setin yıkılması sonucu kimyasal zehir taşıyan kızıl çamurun içindeki ağır metaller Tuna nehrine karıştı. Akıntının Karadeniz'e de ulaşması bekleniyordu. Yetkiler gereken tüm önlemlerin alındığını duyurdu.

Ermenistan'ın Türkiye sınırı yakınlarındaki ve dünyanın en tehlikeli beş nükleer santralinden biri olan Metsamor Nükleer Santrali'nde, 2011'in ocak ayında bir sızıntı meydana geldiği iddia edildi. Yetkililer tüm önlemleri aldıklarını duyurdu.

Japonya'da mart ayında meydana gelen 8.9 şiddetindeki deprem ve ardından tsunaminin etkisiyle zarar gören Fukuşima Nükleer Santrali'nin bir türlü soğutulamayan reaktörelerden yayılan radyasyon tehlike yaratmaya devam ediyor. Santralden sızan radyasyonun okyanusa ulaştığı ve yavaş yavaş da olsa akıntılar yoluyla tüm dünyaya yayılacağı haberleri yetkili ağızlardan doğrulanmasa bile herkesin yüreğine korku salıyor. Ama önemli değil, arada dağlar var..zaten yetkililer tüm önlemleri aldıklarını duyurdu...

Daha adını saymadığım, bilmediğim, unuttuğum, unutturulan kimbilir kaç olay var. Ne oldu o akan zehirli çamura, ne oldu sızan siyanüre, okyanusta sessiz sessiz ilerleyen radyasyona? Bakıp da hülyalara daldığımız bulutlar da mı sinsi sinsi zehir taşıyorlar bize? Ardı kesilen bu haberlerin ardından koşanlara ne oluyor görüyoruz: Dİlovası'ndaki kanser vakalarını araştıran ve araştırma sonuçlarını kamuoyu ile paylaşan Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu hakkında açılan dava hala sürüyor. Onur bey halkı galeyana getiriyormuş. Yetkililer halkın ruh sağlığını korumak için de önlem almış anlaşılan..

Toprağa, havaya, suya zehirler sızıyor. İçimize sızan endişe için kimse önlem alamıyor. Bir gece televizyonları, gazeteleri aniden kaplayan çevre felaketi haberleri, ertesi gün güçlü bir rüzgarın ardından dağılıveren kara bulutlar gibi yok oluyor. peki bu kadar zehir nereye gidiyor?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder