26 Haziran 2011 Pazar

all work no play makes jack a dull boy

Bu da beynimin kendi dilinde düşünemediği zamanlardan:-)
 2007

Two lives, two jobs, too much stress, too much excitement, too many people who are in my life but not IN my life, too many books that I haven't read, too much music that I have not listened to yet, too many countries that I have not visited, too many people that I have not met, too many friends that I cannot keep in touch with, too much work, tonight, tomorrow...

2 yorum:

  1. Elimdeki tepsiyi düşürdüm. "Merde!!" sözcüğü ağzımdan çıkıverdi. İlk miydi bu başka bir dilde tepki verişim? Nedense aklımda bu olay kalmış. Yere eğilip tepsiden saçılanları toparlarken gülümsüyordum verdiğim tepkiye. Şimdi başka bir dili özlüyor içim. Kendi diline yabancılaşmış insanların arasındayım. Fark etmiyor aynı dili konuşup konuşmamamız; biz aynı kelimeleri kullanarak bile uzaklaşabiliyoruz birbirimizen. Başka bir ülkedeyim gibi bir bahanem bile yok. Uzak ülkede olduğumdan bile daha uzağım durduğum yere. Bu yüzden ne zamandır, kelimeler aynı olsa da aslında yabancı bir dilde rüya görüyor, yabancı bir dilde konuşuyorum ben.

    YanıtlaSil
  2. Başka bir dilde düşünürken başka bir kültürle düşünüyor insan. İçimin ayrı bir dili var. Yalnızca istedikleriyle, şeçtikleriyle konuşuyor o dili. Bazen yeni insanlarla konuşmayı deniyor kendi dilini; anlaşılmadığını fark eder etmez saçmalamış gibi yapıp güzel Türkçemize dönüyor. İçim, dilini anlayana döküyor kendini, anladığı ve anlatabildiği kadar var oluyor. Bu yüzdendir ki içimdeki kültür, dışımdakilere uymuyor.

    YanıtlaSil