31 Ağustos 2009 Pazartesi

beş kişi

Bir ofis odası. Benim dışımda dört kişi. Farklı kültürlerden, farklı alt yapılardan gelmişler. Farklı geçmişleri, farklı düşünceleri var. Çoğu zaman birbirimizi anlamakta zorluk çekiyoruz. Bir oda, pek çok insan, değişik yaşamlar...

Gezilecek ne çok yer var, tanışılacak ne çok insan... Yaşanacak yeni şehirler var. Dinlenecek yeni şarkılar, okunacak kitaplar var. Üretilecek düşünceler, paylaşılması gerekenler var. Dünyanın bir yerinde bitip başka bir yerinde başlayan savaşlar var. Ölen insanlar var, öldürülenler, ölmeye yatanlar, ölümü izlenenler, ölmesine izin verilenler, ölüme kaçanlar, ölmeye çalışanlar… Keşfedilecek kokular, tatlar var. Kanunlar, düzenler var. Kat edilecek kilometrelerce yol var. Deniz, güneş, yağmur var. Selden mağdur olanlar, susuz kalanlar, yangında yok olan milyonlarca ağaç var. Alınacak evler, arabalar, teknolojik aletler var. İşsizlik, açlık, parasızlık var. Sesini yükseltenler, susanlar, susturulanlar, yürüyenler, barikat kuranlar var. Yeni hikâyeler var.

Bir ofis odası. Benim dışımda dört kişi. Oturuyorum; oturuyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder