8 Temmuz 2011 Cuma

Egemen Kişi Bilir İşi!

Herhangi bir gün bugün. Sıradan bir sabaha uyandım. Her zaman yaptıklarımı yaptım. Akşamdan hazırladığım kıyafetleri giydim. Kendime fazladan özen göstermedim. Evden çıkmadan önce dişlerimdeki demir oranına eser miktarda plastik ekleyerek son hamleyi yaptım. Apartman kapısından hızla çıkarken sendeledim. Biraz geç kaldığım için hafif bir koşu tutturdum. Sokakta egemen erkekler vardı. Hafif koşuma kalçalarımı izleyerek katıldılar. Minibüse giden yolu aynı tempoyla geçerken hiçbir erkek-insanla göz göze gelmedim. Gözlerimi kaçırdığımdan değil… Ben, başım dik yürürken onlar ayaklarımdan başlayarak bütün bedenimi gezindiklerinden... Haklarını yemek istemem tabii, çok hızlı yürüdüğüm için yüzüme bakma fırsatı bulamamış olabilirler.

Yolun sonunda bulduğum ilk minibüse binerken kaldırdığım bacağa odaklanmış dört çift gözle karşılaştım. Minibüs şoförüne gideceğim yeri söyleyip parayı uzattım. Minibüs şoförü parayı almadan önce bacaklarıma şu soruyu sordu: “Neresi?” Ağzım “Kozyatağı.” dedi. Ellerim, göğüslerime uzatılan para üstünü aldı. İki kişilik koltuklardan birine oturdum. Yanıma oturan egemen kişi beni süzmedi. Şaşırdım; ama minibüsten inmek için ayağa kalktığımda anladım bu davranışın sebebini. Otururken kucağıma aldığım çantam, pembe-gri eteğimi kapatıyordu. Ayağa kalkınca ortaya çıkan ete bakarak ilk andaki şaşkınlığımı aldı erkek-insan.

Minibüsten inerken gözlerim dışında her yerime temas eden gözler gördüm. Üst geçitten geçerken başka gözler geçti yanımdan bir akıntıya kapılmış gibi. Acelem olduğu için nereye baktıklarına dikkat etmedim.

Şehrimde hiç kadın olmadığına inanacaktım neredeyse. Neyse ki işe gitmek için bindiğim serviste göz teması kurabilenler vardı. Rahat bir nefes aldım. Kitap okuyup müzik dinleyerek sildim egemen nazarları.

İşyerinde gördüğüm egemen kişiler, daha eğitimli oldukları için gözlerini çaktırmadan dolaştırdılar üzerimde; kıyafetim hakkında yorum yaparak kapattılar açıklarını; bacaklarım yerine dudaklarıma konuştular seviyeyi biraz yükselterek; koluma dokundular ara sıra kolun da bir organ olduğunu bildiklerini göstermek için.

Bu sıradan günde anladım etek kelimesinin kerametini. Yasaklanmasının sebebini anlamak için kelimenin nesneye dönüşmüş halini üzerine giymek gerekiyormuş demek ki! Ama hâlâ anlayamadığım bir konu var: İki yumurtayı kırmayı beceremezken nedir bu erkeklerin egemenliği?

1 yorum:

  1. Bugün biraz seni biraz da egemen kişiyi anlamak için diz kapağımın üzerinde bir elbise giyinip düştüm yollara.Bakışlarını yakalamak için gözlerimi insanların yüzünde temkinli bir şekilde gezdirirken sadece egemen kişilerle değil başka bir tür ile de karşılaştım. İçinde kıskançlık mı kızgınlık mı şaşkınlık mı olduğu belli olmayan (belki hepsinden biraz) bakışlarla beni süzen hemcinsler..Hadi o egemen kişilerin neden gözlerini gerek fütursuzca gerekse çekinerek üzerimde gezdirdiği ortada; peki ya hemcinslere ne demeli? Acaba kendisinin böyle bir elbisesi olmadığına mı üzülüyor, böyle bir elbisesi olmasına rağmen giyecek cesareti bulamadığına mı yanıyor yoksa böyle bir elbiseyi giydiğim için kendisine yönelmesi muhtemel bakışları üzerime çektiğin için mi sinirleniyor? Sahi sokakta neler oluyor???

    YanıtlaSil