27 Temmuz 2011 Çarşamba

sabah mahmurluğu

Hiçbir şey olmamış gibi uyandım. Sanırım uyandığımda gülümsüyordum. Yabancılık çekeceğimi düşünürken tanıdık bir his içimi sardı. Yatakten her zamanki gibi kalktım. Aslında yataktan her zaman nasıl kalktığımı bilmiyorum. Yine de bu eylemi hiç düşünmeden gerçekleştirmiş olmama şaşırmadım. Dün de böyle olmuştu. Hiçbir zaman apartman kapısını hangi anahtarla açacağımı düşünmüyorum, hemen buluveriyorum anahtarı. Bana zeki olduğumu hissettiren bu duyguyu sevmiyorum. Ben de diğer insanlar gibi normal olmak istiyorum.

Koridorda yürüdüm. Sanırım az önce hızla ve düşünmeden kalktığım yatakta biri daha yatıyordu. Bunu da doğal karşıladım. Üzerine düşünmeden yürümeye devam ettim zira hazırlamam gereken bir kahvaltı vardı. Peki nerde yazıyordu bu kurallar? Dün de böyle olmuştu. Odaya girmiş ve gülümseyerek günaydın demiştim. Oysa o anda aklımdan geçen şey hiç de komik değildi.

Şimdi mutfaktayım. Dışarıdan gelen sesler sabahın o kadar da erken bir saati olmadığını söylüyor. Radyoyu açsam mı acaba diyerek günün ilk düşünme eylemini gerçekleştirdim. İçeriden su sesi geliyor. Mutfaktan koridora doğru bakıyorum, heyecanla su sesinin kesilmesini ve koridora çıkmasını bekliyorum. Yapacağı ilk harekete göre ben de günümü düzenleyeceğim. Belki gülümser. Bu heyecan kalbimi yordu, üstelik az önce düşündüm. Hay allah, radyo!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder