9 Mart 2012 Cuma

Kısmeti Beklerken


Son zamanlarda en sık duyduğum kelime kısmet. “Kısmetse olur.”, “Kısmet geldi mi durmaz.”, “Kısmet değilmiş.” Yaptığım her şey kısmete endeksli, mutluluğum kısmetin ellerinde... Kısmet benden pek hoşlanmıyor, aramızda sebebini bilmediğim bir husumet var. Ben onu bekliyorum, o bir türlü gelmiyor. Kısmet âdeta Türk kültürünün Godot’su. Beckett’i mezarında ters döndürecek kadar uzun süre beklendiği yere gelmemeyi başarabiliyor, zaten absürdlüğün göbeğinde yaşıyor.

Kısmeti bekliyorum. Yıllar hızla birbirini takip ediyor. Ara sıra onun geldiğini sanıyorum. Hatalı olduğumu anladığımda, gerçek kısmeti beklemeye kaldığım yerden devam ediyorum. Neyse ki kısmeti beklerken çok şey öğreniyorum.

Kısmet daha önce gelse “evde kalmış kız” haline gelmek için sınırın otuz yaş olduğunu asla bilemeyecektim. Otuzuna gelip her ne şartta olursa olsun “kız” kalmanın en büyük meziyetlerden biri olduğunu aklımdan bile geçirmeyecektim.

Kısmetle aramızdaki mesafe kapansa ona ulaşmak için oje sürmek, topuklu ayakkabıyla yürümek gerektiğini öğrenemeyecektim. Nasıl hissedersem hissedeyim makyajın ve iyi giyinmenin en önemli görevim olduğunu kanıksayamayacaktım.

Kısmet erkenden karşıma çıksa evlilik illetinden mustarip arkadaşlarımın birer birer delirmesini izlerken, evlenmek istemesem de bir koca sahibi olmanın zarar getirmeyeceğini anlayamayacaktım.

Kısmet beni azıcık sevse çok okuyup yazmanın değil, etrafına iyi bakıp evrene doğru mesaj göndermenin önemine vâkıf olamayacaktım. Yemek yapmayı ve alışverişi sevmediğim için aşağılanabileceğimi hayal dahi etmeyecektim.

Kısmetle yıldızımız barışsa her kadının bir erkeğe, her erkeğin pek çok kadına ihtiyacı olduğu gerçeğini görmezden gelecektim. Bir erkeği elde etmek için her yolu denemenin mubah olduğunu, denemeyen kadının aklından şüphe edildiğini hiç düşünmeyecektim.

Kısmet bana ilgi gösterse etrafımdaki çiftlerin azımsanamayacak bir bölümünü bir arada tutanın aşk değil; birlikte döşedikleri evi bozmak istememeleri, yaşları geçmeden çocuk sahibi olmak ya da sahip oldukları çocukları mutlu etmek istemeleri olduğunu göremeyecektim.

Son zamanlarda en sık duyduğum kelime kısmet. Kısmeti beklerken yoruluyorum, sıkılıyorum; ama asla yılmıyorum. "Nitekim kısmet bu, geldi mi durmaz!" diyorum. Kısmeti bekliyorum, gelip de durmadığı takdirde başına gelecekleri bir ben biliyorum.

6 yorum:

  1. yaa tek kelimeyle bayıldım:) bu kadar güzel anlatılabilirdi, helal diyorum, al benden de o kadar:)

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim:-) Keşke durum böyle olmasaydı da biz de anlatmak zorunda kalmasaydık.

    YanıtlaSil
  3. Kısmeti beklemeyip, kısmeti aramak en güzeli:) Hayali bile güzel Çevirmen. Belki kısmeti beklerken,farkında olmuyordur da, ne kısmetler kaçırıyordur insanevladı, kimbilir?

    YanıtlaSil
  4. Benimki mizahi bir yaklaşım sadece, kısmetle aramızdaki ilişkiye kısa bir bakış... Hayat kimseyi beklemeye değecek kadar uzun değil ki.

    YanıtlaSil
  5. Zaten bekledin mi gelmiyor..Ne demiş Orhan Veli: "Her şey birdenbire oldu..."

    YanıtlaSil