7 Ocak 2010 Perşembe

GECE BEKÇİSİ

Düşünüyorum da, şimdiye kadar ona buna karşılık vermek için yazdığım yazıları toplasaydım ne güzel mektuplar çıkardı ortaya. Yani yazabilmem için illa karşılık mı vermem gerekiyor benim?

Şimdi bu yalnızlık, hınzır bir gülümseme yaratıyor yüzümde. Yeni bir dil yarattım içimde, konuşmaya halim yok. Oğuzcuğum Atay otuz iki yaşını beklemiş kelimelerine bir yol yaratmak için. Oturup beklememiş tabi ki......... Daha üç sene var; haşaaa!!

Kiminle konuşsam, kenarlarda köşelerde karalanmış kağıtlar çıkarıveriyorlar önüme. Onlardan biri olduğum için utanıyorum sessizce. Olamadığım kişi için üzülüyorum. Senelerdir süre gelen o tartışma patlak veriyor yine: Kafka gerçekten okunmak istemeseydi, vermezdi arkadaşına yazdıklarını, sessizce yakardı ne varsa. Daha mı iyi olurdu sanki??Gereksiz bir tartışma.. Canım bir sürü yazar adını sıralamak istiyor hızlı hızlı. Freud olsa ne derdi buna?

Bakmayın siz, bir zamanlar toparlardım düşüncelerimi ben. Ne zaman ki hayatım düzene girdi...işte!

7 yorum:

  1. İki senemiz daha mı var şimdi? Zamanı iyi değerlendirmek lâzım! Freud olsa şöyle derdi bence: "Düzen derken evlilikle gelen cinsel yaşamdan bahsediyorsunuz sanırım. Eskiden bastırılmış duygularınızı yazıya döküyordunuz, şimdi bu duyguları başka yollarla ifade ediyorsunuz." (Freud olsa benden nefret eder miydi acaba?)

    YanıtlaSil
  2. alper canıgüz ve tatlı rüyalar'a dair gördüğüm tüm izlerin peşinden gittiğimden buraya düştü yolum. sağdaki başlıklara bakarken tuhaf bir ürperme hissettim. bazı başlıklara tanır gibi dokundum. bu da onlardan biri, yanılmamışım. biraz daha bunasam, yıllar önce bir oyuna ortak olup yazıp yazıp ortadan kaldırdığım sayfalar bunlar sanacağım! hele de biri çevirmen, biri çalgıcı. sizde kendimi gördüm, unuttuğumu sandığım birşeyler uyandı içimde. kimbilir belki bir de "unutma günlükleri"ne bakarım sonra... rüyagezer'den size selam olsun. sizin rüyanız güzel bitsin, ya da ne bileyim, hiç bitmesin. tek gece bekçisi ben değilmişim, bunu görmek iyi geldi bu rüyagezer'e. sevgiyle...

    YanıtlaSil
  3. Ofise sıkıştığım sabahın erken saatlerinde birinin bizimle gönül bağı kurduğunu görmek de bana iyi geldi. Hoş geldiniz, yeni kelimelerinizle renk getirdiniz.

    YanıtlaSil
  4. Ne zamandır bilgisayar ekranına bakarken böyle gülümsememiştim. Uzak veya yakın, kelimeler her zaman bir bağ oluşturuyor insanların arasında. Hoşgeldiniz...

    YanıtlaSil
  5. iyi ki buldum, hoş buldum!

    YanıtlaSil