1 Aralık 2009 Salı

UNUTMA GÜNLÜĞÜ II

uyandım; henüz sabah olmamış..Yanıbaşımdaki soluğu dinledim. Onun kim olduğunu hala hatırlıyorum. Tavandaki şekiller yardımıyla rüyamı canlandırmaya çalışıyorum. Kaybolmaya yüz tutmuş bir hafızayı canlandırmaya çalışırken gözlerimin açık ya da kapalı olması fark etmiyor. Hala hiçbir şeyi unutmuş değilim; daha doğrusu eskisinden fazla unutmuyorum. Bu, "o an"ın birdenbire gelebileceği anlamına mı geliyor?
dün çağrışım oyunu oynadım. Hani şu bir kelimeyle başlayıp ardından onun çağrıştırdığı ilk kelimeyle devam ettiğiniz oyundan. Çok fazla tekrara düştüğümü fark ettim. Mesela "kırmızı". Nedir kırmızı benim için; bilmiyorum?? Bu kelimeyi niye bu kadar tekrarladığımı da bilmiyorum. Öfkeli ya da tutkulu muyum? Bu bekleyiş beni sakinleştirdi halbuki..Belki de şu an hayatımdaki son renk kırmızı..Güzeeel; onun bir renk olduğunu unutmamışım henüz.
Saate baksam mı acaba? Güzel hayaller kurmaya çalışıyorum, kafamı boşaltmaya çalışıyorum, ne çelişki!! Zaman geçiyor, yanı başımdaki soluk ağırlaştıkça bedenim de ağırlaşıyor ama zihnim aydınlık. En çok böyle geceleri unutmak istiyorum..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder