16 Eylül 2011 Cuma

İçim İçime Sığmıyor



















7 Eylül 2011 Çarşamba
İstanbul yolunda

Deniz manzaralı bir kafede oturuyorum. Yan masada oturan iki kadının konuşmasını duyuyorum ara sıra. “Sana ‘tattoo’ çok yakışır.”, “Akşama ‘private party’ var.”  gibi cümleler kuruyorlar. Etraftakiler bunu normal karşılıyor. “Türkçe konuşurken İngilizce yerine Ermenice ya da Kürtçe kelimeler kullansaydık ne olurdu?” diyorum. Etraftakiler bunu pek de normal karşılamıyor.

Çay molası verdiğim bir gün, bir iş arkadaşım komik olduğunu düşündüğü bir olay anlatıyor. Kürt aksanıyla kendisine “Türkçe anlamıyorsun kardeşim?” diyen kişiyi taklit ettikten sonra, etraftakiler de bu arkadaşımla aynı fikre varıp gülüyor. Anlatılan anekdotun sonunda “Bunda şaşılacak ne var? Belli ki adamın ana dili Türkçe değil.” diyorum. Etraftakiler bunu hiç komik bulmuyor.

Çalışıyorum. Biri “Michael Stipe’ın gay olduğunu ilk duyduğumda çok üzülmüştüm.” diyor. Etraftakiler de onunla birlikte üzülüyor. “Gay olmasa gelip seninle birlikte mi olacaktı? Neden üzülüyorsun?” diyorum. Etraftakiler bu kez benim halime üzülüyor.

Yemekten yeni gelmişim. İş arkadaşlarımdan biri “New York’un kimi bölgelerinde eşcinsellere evlenme hakkı verdiler ya, yetmiş küsur yaşında iki kadın evlenmiş. Nasıl öpüşüyorlardı bir görseniz. Tiksindim.” diyor. Etraftakiler de onunla birlikte tiksiniyor. “Ben bunları görünce duygulanıyorum. Düşünsenize, yetmiş yaşınızı geçmişsiniz; ama hiçbir zaman istediğiniz gibi yaşayamamışsınız.” diyorum. Etraftakiler benim de eşcinsel olup olmadığımı sorgulayıp, olmadığımı öğrenince derin bir oh çekiyor.

Yıllarca önce çalıştığım anaokulunda bir öğretmen “Regl oldum. Zaten ayda iki kere yatıyoruz, biri bu regl yüzünden iptal oluyor.” diyor. Ardından bana bakıp “Sen bilmezsin tabii bunları, evlenince anlarsın.” diye sözünü benden bir adım öndeymişçesine tamamlıyor. Etraftakiler aynı bilgiye haiz olmanın rahatlığıyla gülümsüyor. “Kocan regl olduğun için seninle yatmıyor mu? Aşk, kana yenik mi düşüyor?” diyorum. Etraftakiler düşen çenelerini elleriyle kapatıp toplu bir “Aaa!” sesi çıkarıyor.

Bir akrabamın evindeyim. Küçük bir kız çocuğu kendimi “kadın” diye tanımlamama kızmış, “Sen kadın değil, kızsın.” diyor. Üstelik bunu ikinci kez yapıyor. Etraftakiler kendi fikirlerini kaydedip tekrarlayan bu akıl küpüne bakıp övünüyor. “Kontrol ettin mi?” diyorum. Etraftakiler bıraktığım soru işaretinden gözlerini alamıyor.

İçim, dışımdakilere bir türlü ayak uyduramıyor. Böyle böyle öğreniyor susmayı, dilinin ucuna gelenleri kendine saklamayı, etraftakilerin beklentilerine uymayı, yazıyla kardeş olmayı. İçim, “Bu kadar hümanist olma!” diyenlere, hakkımı aradığım için beni asabi bulanlara, eşcinsellerin bizden farkı olmadığını savunduğum için beni lezbiyen zannedenlere, çok okuduğum için yaşamadığımı düşünenlere, aşkı beklediğim için bana enayi yaftası yapıştıranlara bakıp sessizce “Hepimiz insanız, hiçbirimizin ikinci bir hayat yaşama şansı yok.” diyor. Etraftakiler duymuyor.
****************
İçimin sesini beğenmeyenler Kapsül'ü dinlesin. Özen Yula'nın konuyu benden daha güzel özetlediği, hem pek yetenekli hem de pek efendi arkadaşım Burak Şentürk'ün de muhteşem yorumladığı kesin.

3 yorum:

  1. Tesadüf:) Geçen akşam bir arkadaş sohbetinde konu gay olmak'a geldi. Arkadaşlardan biri "hormon hapı kullanarak o insanlar normale dönemezler mi; böylece sorun ortadan kalkar?" dedi. Dedim "merak etme sorun yok,normal sen misin ki onlar dediklerini normalleştireceksin??" İçimden tabi, iyi niyetle, dışımdan daha terbiyeliydim tüm iyi niyetimle....

    YanıtlaSil
  2. Eşcinsel olmak, kadın olmak, başka bir dinden olmak, sayıca az olmak, farklı olmak; "normal" olmamak demek. Ben sayılardan anlamam. İstatistiklerle değil kelimelerle sorarım sorularımı: "Başlangıçta hepimiz eşcinsel olsaydık veya kadını kızdan ayıran bir zar olmasaydı, o zaman eşcinsellik ve kadınlık 'normal' olmayacak mıydı?"

    YanıtlaSil
  3. insan kendi içinden geldiği gibi yaşamaktan korktuğu için mi düşman oluyor içinden geldiği gibi yaşayana yoksa başkasının mutluluğuna tahammül edemeyecek kadar bencil yaratıklar mıyız?

    YanıtlaSil